24 May Bergama’da İsrail Telin Edildi
Belediye Haluk Elbe Toplantı Salonu’nda bir araya gelen Bergama’daki sivil toplum kuruluşları, sendika, siyasi parti temsilcileri ile birçok bürokrat ve yönetici işgalci İsrail’in Filistin’e uyguladığı terörü telin etti.
Ortak yapılan açıklamada, Aralık 1917’de Türk ordusunun Kudüs’ten çekildiğinden beri Ortadoğu’da Müslüman halklar için huzur ve güvenlik kalmadığına dikkat çekildi. 11 Aralık 1917’de İngiliz Edmund Allenby resmi bir törenle Kudüs’e girdiğine, tam 100 yıl sonra Aralık 2017’de ABD Başkanı D. Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in Başkenti ilan etme girişimini tamamladığına tüm bu hadiselerin tesadüften öte bilinçli bir Tarih Şuuru içerisinde cereyan ettiği ifade edildi.
Kudüs’ün tüm dinler açısından önemine işaret edilen açıklamada, “Kudüs, Museviler açısından Hz. Süleyman’ın şehri, Hristiyanlar açısından Hz. İsa’nın yaşadığı ve çarmıha gerildiği şehir ve Müslümanlar içinse İlk Kıble ve Hz. Peygamberin Miraç’a çıktığı şehir olduğuna 3 semavi dinin inananları tarafından da kutsal kabul edildiğine, paylaşılamayan hürmete layık bir şehir olduğuna bugün ise Kudüs’te Yahudilerin dışında Müslümanlara yaşam hakkı verilmeyen kan ve gözyaşının şehrine dönüştürüldüğüne vurgu yapıldı.
Açıklamanın devamında şöyle denildi;
“1917 de İngilizlerin desteği ile başlayıp 1948 İsrail devletinin kurulmasıyla zulüm, baskı ve haksızlık devlet oldu. Bugünse ABD’nin Müslüman Devletlerin arasında bir koçbaşı gibi desteklediği İsrail devleti bir Terör Devletine dönüşmüştür.
Hakikati söylemek gerekirse, sadece Müslüman toplumlar değil, İsrail’in içinde ki Yahudilerin bile bir kısmı, Batıda ki Hristiyan toplumların içindeki bir bölümde İsrail’in zulmüne dur demek için meydanlara inip, yüzbinlerce insan bu zulme karşı çıkıyor. Dünyanın her yerinde İsrail aleyhine protesto gösterileri ve basın açıklamaları yapılmasına rağmen, İsrail’in Filistinli çocukları, kadınları, insanları öldürmesini bütün dünya bir olsa sanki engelleyemiyor.
Bu öyle bir durum ki; gözlerimizin önünde canlı yayında İsrail, Filistin halkını öldürüyor. Bir halk yok oluyor, sanki tarih sahnesinden siliniyor. Ve her şey biz yaşarken bizim gözlerimizin önünde oluyor. İsrail’in Devlet terörüne şahit olmak ve bir şey yapamamak sanki bizim İnsanlığımızı öldürüyor.
Bir insan nasıl olurda haksız yere hem de kendi vatanından kendi evinden çıkarılmak için öldürülür de bütün dünya bunu canlı yayında izlediği halde buna kayıtsız kalabilir.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLERE RAĞMEN –İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATINA RAĞMEN -2 MİLYAR MÜSLÜMANA RAĞMEN, İsrail’in Filistin halkına uyguladığı bu insanlık dışı şiddet baskı ve zulüm nasıl olabilir de 100 yıldan beri devam edebilir.
Sadece kınamak ve elimizden bir şey gelmemesi bizi insan yapan vicdanımızı sanki yok ediyor. Bütün dünyada her dinden ve her milletten milyarlarca insanın İsrail’in Filistin halkına uyguladığı bu Devlet Terörü’nü kabul etmediğini görüyor, 100 yıldan beri devam eden İsrail’in zulmünün artık durması gerektiğini ve Dünya’nın bir an önce bu zulmü durdurmak için bir şeyler yapması gerektiğine inanıyoruz. Aksi halde bu şiddet gün be gün Dünya’yı yaşanması daha zor bir yer haline getirecek. Birleşmiş Milletler –İslam İşbirliği Teşkilatı gibi kurumlara Hatta demokrasi, insan hakları, özgürlük, adalet gibi kavramlara da artık insanların güveni kalmayacak.
Her ne kadar İsrail’in karşısında Filistin halkı var ise de, Filistin ordusundan bahsetmek mümkün değil. Bu zulüm İsrail tanklarına taş atan çocukların mücadelesi. Bu bir savaş değil çünkü savaş iki ordu arasında olur. Bu Dünya’nın en gelişmiş silahlarına sahip askerlerine karşı sadece evlerini vatanlarını savunmak için sapanla taş atmaktan başka elinde bir şey olmayan Filistinli çocukların mücadelesi.
Gerçek şu ki; ABD gibi bazı devletler, İsrail’in Filistin’lilerin tamamını ya öldürerek yada zulümle Ürdün-Lübnan gibi ülkelere kaçmalarını sağlayarak bu sorunu çözebileceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar.
Halklar değil ama batılı devletlerin kendi işledikleri günahın bedelini, İsrail’in Filistin halkına zulme sessiz kalarak mazlum Filistin halkına ödetmeye çalışmaları kabul edilemez bir insanlık suçuna onları ortak ediyor.
Biz Bergamalı Sivil Toplum Kuruluşları olarak İsrail’in mazlum Filistin halkına uyguladığı bu Devlet Terörünü ve bu zulme sessiz kalan BATILI DEVLETLERİ ve sadece kınamakla yetinen bu zulmü durdurmak için bir şey yapmayan BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİ kınıyoruz.
Aslında her şeye rağmen birçok farklı görüşten insanı burada olduğu gibi bir araya getiren İlk Kıblemiz Mescidi Aksa ve Filistin meselesi bizleri birleştirdiği gibi bütün Müslüman Halkların ve Devletlerin birleştirmesi ne vesile olması için dua ediyoruz. Gerçekçi olmak gerekirse Birleşmiş Milletler bünyesinde olmuyorsa İslam İşbirliği Teşkilatı öncülüğünde Müslüman Toplumların Devletlerini zorlayarak bu sorunu çözecek somut adımlar atılmasını bekliyoruz. 100 yıldan fazladır kan ve gözyaşı akan mazlum Filistin halkının acısına kulak verip artık bu zulmün durdurulmasını istiyoruz.
Gerçekçi olmak gerekirse bu sorunu yine bir araya gelen Müslümanların gücü çözecektir. Çünkü; ne yazık ki, güçlünün haklı olduğu bir dünyada yaşıyoruz ve o yüzden son sözümüz;
MÜSLÜMAN HALKLAR –MÜSLÜMAN DEVLETLER BİRLEŞİN” denildi.